Yaşlılık, nesnel anlamda insan yaşamının son evresidir. Yaşlılıkda kronolojik olarak yaşın ilerlemesinin yanı sıra psikolojik, biyolojik ve sosyolojik olarak da değişkenlikler göstermektedir. Yaşlılık döneminde en önemli kavram “Aktif Yaşlanma”dır. Aktif yaşlanma, insanların yaşlandıkça hayat kalitelerini iyileştirmek amacıyla bu kişilere yönelik sağlık, katılım ve güvenlik konusundaki fırsatların yükseltilme süreci olarak tanımlanmaktadır.
Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de ve dünyada yaşlı nüfus artış oranı oldukça yüksektir. Türkiye’de bu oran 2.5 kat iken dünyada 2 kat olarak gözlenmiştir. Türkiye’de TÜİK’in 2019 yılında yapmış olduğu adrese dayalı nüfus sayımı sonucuna göre, yaşlara göre nüfus dağılımının % 36.1’ini 65- 69 yaş aralığı, % 26.7’sini 70-74 yaş aralığı oluşturmaktadır. Bu durum dünyanın da önemli bir demografik süreçten geçtiğinin göstergesidir.
Nüfusun yaşlanma sürecindeki bir başka temel değişiklik ise “yaşlı bağımlılık oranı”dır. Toplan nüfus içindeki genç nüfus oranının azalması, yaşlı nüfus oranının artması ile bağımlı yaşlı nüfus oranında da artış gözlenmektedir. Nüfus tahminlerine göre 2019 yılında Türkiye yaşlı nüfus sıralamasında 167 ülke arasında 66. sırada yer almaktadır.
Türkiye’de gözle görülür şekilde yaşanan yaşlı nüfus artışındaki oran, insanların ihtiyaçlarında da değişikliğe sebep olmuştur. Geleneksel toplumlarda deneyimlerine ihtiyaç duyulan, belirli bir konum, güç ve son sözü söyleme yetkisine sahip olan yaşlı bireylerin toplumsal yapı ve aile yapısı içerisindeki konumu toplumsal değişme süreci ile birlikte büyük farklılık göstermiştir.
Bu anlamda her zaman üstün performans ve ekonomik fayda anlayışının ön planda tutulduğu modern dünya görüşüne göre yaşlı olmak modern toplum için istenilen bir durum olmaktan çıkmış, genç olmaya (yetişkin/aktif kişi) göre alt statüde konumlandırmıştır (Asayesh, 2013: 19). Bu nedenle çekirdek ailenin dışında kalan ve “ötekiler” arasında konumlandırılan yaşlı bireyler için toplumsal boyutta yaşanan sosyal ve ekonomik alandaki değişim ve dönüşümlerin neden olduğu olumsuz durumların telafi edilebilmesi ve bozulan toplumsal dengenin yeniden sağlanabilmesi noktasında “kurumsal” anlamda sosyal politikaların geliştirilmesi önemli ve zorunlu bir hal almıştır.
Bu anlamda sosyal politikaların önemli ayaklarından biri olarak sosyal hizmetler gündeme gelmektedir. Yaşlılara yönelik sosyal hizmetler, yaşlının sosyal çevresi içerisinde yaşlıların sosyal alanlarda karşı karşıya kaldıkları sorunların, problemlerin çözülmesi ya da en aza indirilmesi noktasında gereksinim duyulan müdahaleleri içermektedir (Tomanbay, 2007). Günümüzde Türkiye’de yaşlılara sunulan sosyal hizmetlerden biri de huzurevleridir. Modernleşme ve kentleşme süreci ile birlikte yaşlı bireylerin bakımı noktasında profesyonel yardımın gerekliliği açık hale gelmiştir (Durgun ve Tümerdem, 1999). Huzurevleri yaşlının alışık olduğu aile ortamından sonra, modern toplumun bir gereği olarak modern toplum bireylerine günlük yaşamlarını devam ettirebilmeleri noktasında hizmet veren profesyonel yapıda kurumsal bir oluşumdur (Arpacı, 2005: 118).
Bu profesyonel yapıda kurumsal bir oluşum olan Huzurevlerine, kişiler ailelerin bir parçası olan yaşlılarını getirdikleri ve bakımlarını bu kuruluşlarda sağladıkları için psikolojik anlamda kendilerini yetersiz hissedip suçluluk duygusuna kapılabilmektedirler. Ancak uzun vadede bu seçimin daha doğru bir seçim olduğuna, kuruluşumuzda ailelere de sunulan psiko-sosyal destek ile ulaşacaklardır.
MİSYONUMUZ:
ANKA Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi olarak misyonumuz; Öncelikle bağlı bulunduğumuz Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ nın mevzuatına sonrasında tüm yasal mevzuatlara bağlı kalarak, kuruluşumuzda kalan tüm yaşlı bireylerin Ruhsal, Bedensel ve Sosyal olarak tam bir iyilik halinde olmasını ve bu iyilik halinin sürekli devam etmesini sağlamak. Yaşlılarımızın sadece yaşamalarını değil insana yakışır şekilde kaliteli yaşam sürmelerini sağlamaktır.
VİZYONUMUZ:
Vizyonumuz; Sağlık kavramının sadece tıbbı iyilik değil Ruhsal, Bedensel, Zihinsel ve Sosyal olarak tam bir iyilik hali olduğu düşüncesi ile 7/24 profesyonel ve etik ilkelere bağlı hizmet sunarak, öncelikle Eskişehir’de sonra İç Anadolu Bölgesinde ve tüm Türkiye de aranan, tercih edilen ve markalaşarak şubeleşen bir kuruluş olmaktır.
KALİTE POLİTİKAMIZ:
Yaşlılarımız için bakım ve rehabilitasyon hizmetlerini gerçekleştirirken bütün çalışanlarımızın katılımı ile;
- İlgili tarafların haklarını ve mahremiyetlerini koruyarak, memnuniyeti en üst seviyede tutmak,
- Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın yürürlükteki “ Özel Huzurevleri ile Huzurevi Yaşlı Bakım Merkezleri Yönetmeliği” ve uygulanabilir tüm yasal şartları yerine getirmek,
- İlgili taraflar ile güvene dayalı iş birliği içinde olmak,
- İçinde bulunduğumuz topluma ve çevreye saygılı, örnek bir kuruluş olmak,
- Kalite Yönetim Sistemi uygulamalarını sürekli iyileştirmek KALİTE POLİTİKAMIZDIR.